Batı düşünce dünyasından farklı olarak, kişinin kendisinden bahsetmesinin “ayıp” addedildiği bir toplumsal geleneğin üyeleriyiz. Bu nedenle, “Biz kimiz, neyi temsil ediyoruz?” gibi sorulara yanıt verilmesi beklenen böylesi bir başlığı uzun ve cafcaflı cümlelerle doldurmak niyetinde değiliz. Ürettiğimiz işlerin (kitap, dergi, broşür, etkinlik vs.), durumlar ve olaylar karşısında sergilediğimiz tavrın, duruşun, söylemin bizim kim olduğumuzu yeterince açık biçimde tarif ettiği, anlattığı kanısındayız.
Yine de bizi tanımayanlar, yakından takip etmeyenler için birkaç kısa cümle yazmak gerekiyor.
***
1984 Yayınevi’nin kuruluş aşamasındaki (2016) temel amacı; henüz Türkçe’ye çevrilmemiş yabancı dillerdeki metinlere, Türkçe kaleme alınmış fakat satmayacağı düşünüldüğü için yayıncı bulamayan Türk yazarlara alan açmaktı. Sırf çok satacağı varsayılıyor diye yayıncılığı fotokopiciliğe dönüştürenlerden olmamakta ısrarcıyız. Değerli metinleri özgün dillerinden, nitelikli çevirilerle okura sunmaya devam edeceğiz.
1984, okurlara duyduğu saygıyı ve sorumluluğu birlikte iş ürettiği çalışma arkadaşlarına da duyar. Yazarlar, şairler, çizerler, çevirmenler, tasarımcılar ve diğer paydaşların haklarına, duyarlılıklarına ve düşüncelerine azami özen gösterir; vahşi kapitalizmin dayattığı çıkara dayalı, yozlaşmış, samimiyetten uzak, düşük ahlâklı ilişki biçimlerini reddeder, aksine dayanışma, dürüstlük, empati ve diğerkâmlığa değer verir.
Son olarak 1984, dünyada ve Türkiye’de yaşanan haksızlıklara karşı kendisini sorumlu hisseder; söyleyeceği sözleri kimseden çekinmeden, sözünü esirgemeden söyler, her şeye burnunu sokar çünkü kendisini ilgilendirmektedir.*
* Jean Paul Sartre: “Aydın kendisini ilgilendirmeyen işlere burnunu sokan insandır.”