Manifesto

Manifesto genellikle toplumsal sınıfların veya toplulukların düşüncelerini, itirazlarını,
değiştirmeyi amaçladıkları aksaklıkları ortaya koydukları bildiriler olarak bilinir.
Biz bir yayınevi olarak -doğal olarak- bir toplumsal sınıf olmadığımız gibi,
henüz bir örgütlü topluluğu da temsil etmiyoruz. En azından şu an için…
Biz olsa olsa, bir kaç iflah olmaz “kitapaşığı” olarak, Türk yayıncılığındaki aksaklıklardan, sakatlıklardan rahatsızlık
duyan bir kaç kişiyiz. Fakat yalnız olmadığımızı, benzer duygu ve düşünceleri paylaşan nitelikli bir okur kitlesinin
(sayıca çok olmasa bile) var olduğunu biliyoruz.
Eleştirmek bizde çoklukla kötülemek, kara çalmak olarak algılandığından;
biz size ne yapacağımızı söyleyelim de siz oradan “nelere karşı olduğumuzu” anlayayın.
Biz, sadece satma garantisi var diye, Gogol’un Palto’sunu, Kafka’nın Değişim’ini, Zweig’ın Satranç’ını,
Saint Exupery’nin Küçük Prens’ini yayımlayan 84. yayınevi olmayacağız. Bunun istisnası, önceki çevirilere kıyasla
fark yaratan bir çeviri estetiği ortaya koymaktır ki siz eğer bir Akşit Göktürk, Cemal Süreya, Sabahattin Eyuboğlu
ya da Ahmet Cemal bulamazsanız yaptığınız “iş” bir fotokopi dükânınınkinden farksız olacaktır.
Dolayısıyla, bizim birincil misyonumuz henüz Türkçe’de yayımlanmamış eserleri yayımlamaktır.
Pek çok dilden sayısız eser Türkçe’de yayımlanmayı bekliyor ve biz bunları -bütçemiz elverdiğince-
Türkçe’ye kazandırmayı kendimize görev edindik.
Bir diğer ilkemiz; çok satacağını bilsek bile oku(ya)mayacağımız bir kitabı basmayacağız.
1984 Yayınevi logosuyla sadece “okunmaya değer kitaplar” göreceksiniz.
Şimdilik edebiyatla başladık; sosyal bilimlerle, sanat kitaplarıyla, bilim ve felsefeyle, siyasete dair kitaplarla
devam edeceğiz.
Bizim tek derdimiz insanlara iyi şeyler sunmak: esaslı metinler,
orijinal dilden özenli çeviriler, estetik kitap tasarımları…
1984 Yayınevi
(2016)